Değerli meslektaşlarım ve kıymetli okuyucular;
Salgın hastalığın yayıldığı ve çok can aldığı bu günlerde, vergi takvimi olarak biz muhasebe mesleğini icra edenlerin en yoğun olduğu bir sürecin içindeyiz. Bu salgın sürecinde yüzlerce arkadaşımızı kaybettik, binlerce arkadaşımız sağlığını yitirdi.
Sadece Nisan ayı içerisinde 2020 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi, Mart ayına ilişkin KDV1-KDV2 Beyannameleri, Mart ayı Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, 3 Aylık Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, Form BA-BS, İlk 3 aylık dönem Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi, Mart ayı Turizm Katılım Beyannamesi, 2020 Aralık ve 2021 Ocak ayı E-Defter Beratları, Sanayi İşletmeleri için yıllık işletme cetvelleri ve Kısa çalışma, Nakdi Ücret Desteği gibi bildirimlerin yapılması ve bunların tahakkuklarının işletmelere ulaştırılmasından sorumluyuz.
Bütün bu beyanname ve bildirimlerin hazırlanma sürecinde müşterilerimizi ziyaret edip, evraklarını topluyor, kimi zaman toplu taşıma kullanarak sağlığımızı riske atmak pahasına çalışmaya ve devlete gelir yaratma devam ediyoruz. Bu süreçte birçok işletmeye kısıtlama gelirken, bizler çalışmak zorunda olduğumuz bilinciyle hiç değilse sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olmak istedik. Eğer bu muafiyet olmazsa beyanname ve bildirimlerin sağlıklı ve doğru bir şekilde yapılamayacağını bu nedenle beyanname ve bildirimlerin de ertelenmesini dile getirdik. Aşı takviminde bizlere öncelik verilmesini istedik ama görmezden gelindik.
Ancak ne var ki, İçişleri Bakanlığı sadece 17-18 Nisan ve 24-25 Nisan tarihlerinde saat kısıtlamalarına uyarak kısıtlı bir muafiyet getirmiş, ardından basına bizleri hedef alan ve hoşgörü sınırlarını aşan TALİHSİZ açıklamalarda bulunmuştur.
Bu durum kabul edilebilir değildir, bizler kamu adına zamanında işlemleri yapabilmek için sağlığımızı hiçe sayarak çalışmak için muafiyet isterken, sayın bakan bizim gezdiğimizi ima ederek “onların gitmesi gereken yer işyerleri ile evleri arasıdır” beyanatında bulunmuş ve camiamızı zan altında bırakmıştır.
Sayın bakan bilmelidir ki, bizler müşterilerimizin yerinde de hizmet veriyoruz, bunun içinde çok istemesek te seyahat etmek zorunda kalıyoruz.
Esas acı olan taraf, sayın bakanın bunu bilmemesi değil, bizi temsil eden TÜRMOB’un bu durumu ilgili bakanlıklara anlatamamasıdır.
VUK 13.maddesinde MÜCBİR SEBEP halleri sayılmıştır. Bu kısıtlamalar müşteriler için mücbir sebep hali sayılmalı ve Nisan ayı içerisinde verilecek tüm beyanname ve bildirimler kısıtlamaların son bulduğu ayı takip eden 3 ay içerisinde verilebilecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Salgın hastalığın zararlarının en az seviyede kalması ve salgının kontrol altına alınmasını temenni ediyor ve sağlıklı günler diliyorum.
BMMG Kurucu Başkanı
Turgay Kanarya